Ülkemiz ve tüm dünya ekonomik bir krizle çalkalanıyor. Krizi yaratan dev sirketler çöküyor,
düzenin bütün pislikleri ortaya saçılıyor. Tüm zamanların en büyük adaletsizliği olan kapitalizm yarattığı
bütün esitsizlikler, çirkinliklerle birlikte yerle bir olmaya doğru adım adım ilerliyor.
Tüm dünya kapitalizmin geleceği olup olmadığını konusa dursun, emek sömürüsünü ve zalim
yoksulluk düzenini en büyük değer olarak belleyen düzenin ağa babaları yaptıkları toplantılarda kendi
yarattıkları krizden çıkısın reçetesini yine kendi bildikleri dilden hazırlıyorlar. Son yapılan G-20
toplantısından içinde yasadığımız sömürü düzenin simge kurumlarından ĐMF bütçesinin 2 ya da 3 kata
kadar çıkarılması kararı çıktı.
IMF’nin ve IMF güdümlü politikaların bugüne kadar yarattığı acı sonuçlar bütün dünya
coğrafyasında, en çarpıcı sonuçlarıyla da ülkemizde yasandı. Halkımızı ve tüm dünya halklarını
kölelestiren, verdiği kredilerle kendisine tâbi kılan, sömürgelestiren bu kurum ve çıkarlarına hizmet ettiği
merkezler bugüne kadar hep yoksulların sırtından alınan vergilerle, milyonlarca insanın düsük ücrete tâbi
çalıstırılmasıyla, rekor issizlik rakamlarıyla kendi kaynaklarını, zenginliklerini büyüttüler. O kadar
büyüttüler ki, yedikleri, içtiklerinin verdiği siskinlikten simdi patlama noktasına geldiler. Yasadığımız son
krizle birlikte de nihayet patladılar.
Onların ve bu ülkede en güvendikleri kurum olan AKP’nin politikalarına güvenmemizi, kendimizi
bu karanlık dehlizin içinde AKP’nin kollarına bırakmamızı istiyorlar simdi de. Yine ve yeni IMF
politikalarıyla, zaten genç kusakları borçlu doğan bir ülkenin tarihini ve kaderini ebediyen karartmak
istiyorlar. Đste son 4 aydaki issizlik rakamları ortada. Her gün onlarca insanımız, yoksul halkımız issiz
kalıyor ve cinnet noktasına sürükleniyor. Zaten karnını doyurmakta zorlanan, bir parça ekmeğe muhtaç
edilip, çamasır makinası, buzdolabı gibi sadakalarla gözü boyanmaya çalısılan toplumumuz daha da aç,
daha da yoksul, daha da çaresiz kılınmak için, issiz bırakılarak zenginlerin borç yükünü çekmesi için yeni
ekonomik programlara zorlanıyor.
Oysa ki, krizden çıkısın yolu açıktır; var olan kaynaklar, esas ihtiyaç duyanlara, yoksullara, isçilere,
issizlere, emekçilere aktarılmalıdır. Esas ihtiyaç duyanlara akıtılmalıdır ki; insanlarımız ihtiyaçlarını
karsılayabilsinler, ekonomi canlanacaksa da buradan canlansın. Kaynaklar ihtiyaç sahiplerine ve gerçek
hak edenlere aktarılmalıdır, çünkü üstümüze çöken bu krizin yükünü en çok çekenler bu toplumun en
altında yasayanlar; emekçi halkımız, gençler, kadınlar ve çocuklardır. Bu krizi yaratanların kendilerini
kurtardığı, onlar dısındaki herkesin bu sömürü düzeninin çarklarında harcandığı bir yol esitsizlikleri,
haksızlıkları ortadan kaldırmaz, kaldıramaz.
Bizler, ülkesine sahip çıkan gençler olarak bu krizin yarattığı etkilerin basta gençler olmak üzere
tüm yoksul halkımızın sırtına yıkılmasının önüne geçerek sokaklarımızda, mahallelerimizde, okullarımızda
mücadele yürüteceğiz. Düzenin ağa babalarının kendi varlıklarını büyütmesine, ülkemizi olduğundan daha
karanlık bir ülkeye çevirmesine itiraz edeceğiz. Bu mücadele hepimizindir ve ancak birlikte olursak bu
sömürü çarkını tersine çevirebiliriz. Simdi, sistemin bütün zaaflarıyla, patlaklarıyla uğrasmanın, onun asıl
krizi olmanın tam zamanıdır.
1 MAYIS’TA AKP’NİN KRİZİ OLALIM
1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ …
FERMAN DA BİZİM SOKAKLAR DA !!!
Gençlik Muhalefeti